İznik Günlükleri
Merhaba, ben Berkant. Bazılarınız beni doktor olarak biliyor. Bir haftalığına İznik ÇAKArazi’ye geldim ve Mihran ile Serkan’ın yaptığı, bir çok insanın çalıştığı kulübede kalıyorum. Geliş rotam Cemal ile birlikte Pendik-Yalova feribot, Yalova-İznik minibüs ve İznik’te yemeğimizi yedikten sonra İznik-Hacıosman taksi.
1.Gün
Bugün ÇAK arazideki çalışma ve dinlenme kampında ilk gün. Eşyalarımı yerleştirme, etrafı toparlama derken ilk gün bayağı hızlı geçti. Akşama doğru sobayı yaktım. Etraf saatlerce çok çok sessizdi, sanki bir şey olacak hissi var içimde. Alışkın olmadığımdan sanırım. Işıkları da kapatınca uzun zamandır olmadığı şekilde sessizlik ve karanlık içinde uyudum.
2.Gün
Şehir hayatımdaki bana göre bayağı erken uyandım. ÇAK eve gidip kahvaltımı hazırladım ve bulutların vadiye kadar indiği bir manzarada kahvemi içtim. Öğlen 16 gibi biraz ormanın kıyısından bir tur atıp kulübüme dönüp bir şeyler hayal edip kitap okuyup uyudum.
3.Gün
Bugün erkenden kuş seslerinin içinde uyandım. Kuşların ötmesi dışında ağır bir sessizlik var, ama ilk günkü gibi garip gelmiyor. Öğleden sonra çok uzaklardan ormancıların çalıştırdığı elektrikli testere sesleri ve Marla’nın havlaması ara ara geliyor. Çalışmaya devam ediyorum. Öğlen ÇAK arazinin etrafında birkaç saat yürüdüm. Çiçekler, ağaçlar ve yeşilliklerle dolu birkaç saat geçti.
4.Gün
Gittikçe daha erken uyuyup daha erken uyanıyorum. Sabah kahvemi yapıp hemen bilgisayar başına oturdum. Dün sobayı yaktım ve oda gerçekten çok sıcak oldu. Uzun bir süre cam açık devam ettim. Sıcaktan bilgisayarımda gittikçe yavaşladı. Bugün düne göre daha serin ve yağmurlu bir hava var. Bende elektrikli sobayı yaktım. Ancak 2 saat sonra elektrikler gitti. Cemal’le konuştuktan sonra anladım ki akşam 18’e kadar yok. Cemal’in evine gidip biraz orda takıldım. Yağmurlu ve bulutlar içinde İznik’te bi gün daha geçti.
5.Gün
Gittikçe uyanmam daha erken oluyor. Bugün kuşların ve cırcır böceklerinin sesleri içinde uyandım. Daha önce hiç duymadığım 1-2 kuş sesi geliyor. Sanırım biri ağaçkakan. Kahvemi yapıp bilgisayarın başına geçtim. Ama bu masaya her oturduğumda 5-10 dakika muhteşem manzarayı izleyip sonra çalışmaya başlıyorum. Bugün dışarıda yerler ıslak olduğu için sobayı yakmak için dal toplayamadım, elektrikli sobayı yaktım. Öğlene kadar ağaçkakanın sesi devam etti. Akşama kadar kulübede ara ara kapının önünde, cam kenarında dışarıyı izledim. Sadece yeşil var. Bu gece çatılardan gelen yağmur sesiyle uykuya dalıyorum.
6.Gün
Yağmurlu ve bulutlu bir gün başladı. Bugün genel olarak kulübedeydim. Biraz soba yaktım. Serin bir gün. Yağmurun durduğu bir sırada gölete doğru yürüyüşe çıktım. Yolun bir kısmında Marla’da bana eşlik etti. Gölet üstünde bulutlar vardı, etrafta çiçekler. İnanılmaz bir manzaraya karşı biraz devam ettim. Daha sonra kulübeye geri döndüm ve biraz ısındım. Akşam ÇAK eve uğrayıp yemeği hazırladım ve rüzgarlı bir akşamüstünde yaprakların seslerini dinleyip çiseleyen yağmuru izledim.
7.Gün
Bugün yağmurlu başladı, etraf ıslak. Bulutların içindeyiz. Yürürken sanki bulutların içindeki yağmur taneciklerini üstüne yapıştığını hissediyorsun. Temiz bir hava, insanı ferahlatıyor. Cemal bu havaya ‘tam bir İznik depresyonu’ diyor. Sabah günlük rutinlerimi yapıp bilgisayar başına oturdum. Bir süre sonra Marla beni ziyarete geldi. Biraz sevdim ve benimle takıldıktan sonra gitti. Bi ara Cemal’e kahve içmeye gittim ve gündüz vakti evinin ön kapısının oradan kırmızı bir tilkinin geçtiğini gördük. Marla hiç umursamadı bile. Artık son akşamım. Yağmur durdu, biraz kapının önünde oturup ormana doğru baktım. Hava serinlemeye başlayınca sobayı yaktım. Sobayı harladıktan sonra yatağa geçip kendimi yavaş yavaş sessizliğin içinde sobadan çıkan çıtırtıları dinleyerek uyuyacağım. Bazen burada kendimi bir masalın içindeymişim gibi hissediyorum. Yarın sabah dönüş yolculuğu var. Bu sefer tek başıma Hacıosman-İznik, İznik-Yalova, Yalova-Pendik istikametinden devam. En kısa zamanda tekrar görüşürüz ÇAKArazi. Bana inanılmaz anlar bıraktın.